PSİKOLOJİK EMDR TEDAVİSİ

EMDR nedir?

Türkçe açılımı göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme olan EMDR terapisi, bireylerin rahatsızlık verici yaşam deneyimlerinin sonucu olan semptomlarının iyileşmesinde ve duygusal sıkıntılarından kurtulmalarında etkili bir psikoterapi yöntemidir. Araştırmalar EMDR terapisinin bazen daha kısa sürede yıllar süren psikoterapi çalışmaları kadar fark yarattığını gösteriyor.

EMDR nedir?

Türkçe açılımı göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme olan EMDR terapisi, bireylerin rahatsızlık verici yaşam deneyimlerinin sonucu olan semptomlarının iyileşmesinde ve duygusal sıkıntılarından kurtulmalarında etkili bir psikoterapi yöntemidir. Araştırmalar EMDR terapisinin bazen daha kısa sürede yıllar süren psikoterapi çalışmaları kadar fark yarattığını gösteriyor.

EMDR tedavisinin işleyişi şu şekilde örneklenebilir:
Günlük hayatımızı etkileyen, bazen sebebinin farkındında bile olmadığımız sorunların psikolojik kökeni araştırılır. Hayatımız anılardan oluşur ve çoğu kez problemler bazı önemli yaşam deneyimlerinden kaynaklanır. Sorunun çıkış noktası olan anıya karşı duyarsız olursak eğer, bu anıya bağlı yaşadığımız sorun da ortadan kalkar. EMDR tam da bunu yapar. Yaşadığımız travmatik anıyı (Bu travma cinsel taciz, tecavüz olabileceği gibi arkadaş kavgası da olabilir. Travma olup olmaması tamamen kişinin o anı nasıl deneyimlediğine ve yorumladığına bağlıdır.) nötrlediğimizde, yani bu anıya karşı duyarsız hale geldiğimizde hassasiyetimiz ortadan kalkar. Bunun sonucu olarak semptomlarımız tekrar görülmez.

EMDR nasıl uygulanır?
EMDR terapisi hipnoz veya ilaç tedavisi değildir. Bu terapide beynin adaptif bilgi işleme mekanizması kullanılır. Gözler sağdan sola hareket ettirilerek beynin yarımkürelerine çift yönlü uyarım verilir. Aynı şekilde kulaklıkla ses, ellere titreşim verilerek yapılabilir. Çocuklarda genellikle dizlere ve omuzlara dokunarak yapılır.

EMDR terapisine başlamadan önce hazırlık çalışmaları yapılır. Danışanın anıyı zihninde canlandırması istenir. Anı ile beraber duygulara yoğunlaşılır. EMDR geçmişle çalıştığı gibi gelecekle de çalışır. Geçmiş anıları yeniden işler ve olumsuz duyguların tetiklenmemesi için geleceğe yönelik çalışılmalar yapar.

EMDR ne kadar sürede uygulanır?
EMDR’ın uygulama süresi danışana göre değişecektir. Süreç danışanın yaşantısına, anı nasıl yorumladığına bağlı olarak farklılaşabilir. EMDR terapisi seansta uygulanır ve seans bittiğinde biter. Bir sonraki seansta kalınan yerden devam edilir.

EMDR kime uygulanır?
EMDR talep eden herkese uygulanabilir. Belirgin bir yaş aralığı yoktur, yalnızca çocuklara çocuklar için uygulama eğitimini almış terapistler uygulayabilir. Psikosomatik veya psikolojik rahatsızlıkların büyük kısmında tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Bu rahatsızlıklar şöyle sıralanabilir:

Cinsel ve/veya Fiziksel Taciz
Kompleks Travmalar
Panik Bozukluk
Kaygı Bozuklukları
Depresyon
Yas
Migren
Fibromiyalji
Kronik Ağrılar
Fobiler
Yeme Bozuklukları (Anoreksiya Nervoza, Bulimiya Nervoza)
Cinsel İşlev Bozuklukları
Stres
Performans Kaygısı
Ne kadar etkili, tekrarlama olasılığı var mı?

EMDR geçerliliği araştırmalarla kanıtlanmış en etkin terapi yöntemlerinden biridir. Üzerinde çalışılan anılar nötrlendiği ve beynin bilgi işleme sistemine bu şekilde kaydedildiği için gelecekte bu anı tekrar hassasiyet yaratıp günlük hayatınızı etkilemez. Anıyı unutmazsınız, ama travmatik reaksiyonlar göstermeden hatırlarsınız.
———————————————————
PANİK ATAK TEDAVİSİ

Panik Atak Nedir?
Korku nöbeti olarak da tanımlanabilen panik atak, gerçekte herhangi bir tehlike olmamasına rağmen kişinin kendini tehlikeli bir durum içinde hissetmesine, buna bağlı olarak heyecanla tepki vermesine ve korku hissetmesine neden olan psikolojik bir durumdur. Birden bire ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan bu durum, kişinin kendini sıkıntılı bir durumda veya dehşet içinde bulmasına neden olur.

Giderek düzeyi artan bu korku nöbetleri, yaklaşık 10 dk. içinde en şiddetli düzeye ulaşır. Ortalama 5 ila 30 dk. süren panik atak, bu sürenin ardından kendiliğinden geçer. Şiddetli fiziksel belirtilere yol açan panik atak varlığında kişi, kendini aşırı kaygılı ve korku içinde hisseder. Çoğunlukla kalp çarpıntısı, solunum güçlüğü, göğüs üzerinde baskı gibi belirtilere yol açan bu rahatsızlık varlığında kişi, yoğun olarak ölüm korkusu yaşar. Pek çok insanın yaşamı boyunca bir ya da iki kez panik atak yaşaması normal kabul edilse de tekrarlayan panik ataklar ve kişinin yaşadığı bu deneyimi tekrar yaşayacağını düşünmeden duramaması panik bozukluk olarak tanımlanır.

Panik atak gerçekte bir tehdit unsuru olmamasına rağmen kişinin tehlikede veya zor durumda olduğunu düşünmesine bağlı olarak kaygı duyması ve korku hissetmesi durumu olarak tanımlanabilir. Ortada herhangi bir tehlike olmasa da kişinin vücudu, gerçekten büyük bir tehlikeyle karşı karşıyaymış gibi tepki verir. Toplumda her 100 kişiden yaklaşık 3 kişide bulunduğu düşünülen bu rahatsızlık, kişide sempatik sistemin devreye girmesine ve “kaç ya da savaş” tepkisinin oluşmasına yol açar.

Nabzın hızlanması, çarpıntı, nefes darlığı, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi fiziksel değişimlere yol açan bu durum, kişiye kalp krizi gibi çok ciddi bir sağlık problemiyle karşı karşıya ve ölmek üzere olduğunu düşündürür. Genellikle stres seviyesinin yoğun olduğu dönemlerde ortaya çıkan panik atak durumu, ortada herhangi bir problem yokken de oluşabilir. Kişi, panik atak yaşadıktan sonra sakinleşerek eski hâline dönse de o an yaşadığı tecrübenin oluşturduğu olumsuz etkiyi üzerinden atamaz.

Sürekli yaşadığı korku dolu anın ve o anda yaşadığı bedensel tepkilerin tekrarlanacağını düşünür veya bu yönde beklentiye girer. Panik atak geçirme korkusu olarak da tanımlanabilen bu durumda panik bozukluktan bahsedilir.

Panik Atak Nasıl Kontrol Altına Alınır?
Panik atak, kaygı ve korkuya yol açsa da bu belirtilerin varlığında kişinin gerçekten tehlike altında olup olmadığını fark etmesi son derece önemlidir. Endişeye kapılmadan bu yaşananların ve vücutta meydana gelen farklılıkların panik ataktan kaynaklandığını fark etmek gerekir. Nabzın ve solunumun hızlanması kontrol altına alınmaya çalışılmalıdır. Bu süreçte kişinin nefesine odaklanması, burundan yavaşça derin nefes alıp beşe kadar saydıktan sonra yavaş bir şekilde, nefesini ağızdan vermesi faydalı olabilir.

Ortamın müsait olması durumunda gözleri kapatarak, uyaran etkisini azaltmak, elin ya da ayağın değdiği nesneyi hissetmeye odaklanmak, kişinin sakinleşmesini sağlayabilir. Panik atak sırasında yapılabileceklerden bir diğeri de kişinin vücut kontrolünü geri kazanmasıdır. Bu süreçte vücut kaslarını sırasıyla sıkı bir şekilde kasıp gevşetmek faydalı olabilir. Panik atak, hayatın zorlu dönemlerinde bir ya da iki kez yaşandığında bu durum normal olarak kabul edilir ve kişinin doktora görünmesi gerekmez.

Ancak panik atağın sık tekrarlaması ve bunun kişinin hayatını olumsuz etkilemesi durumunda tedavi için hekime başvurmak gerekir.